İnstagram Takipçi Satın Al

Birleşmiş Milletler Koruma Sorumluluğu Prensibi ve Gazze Saldırıları

26.10.2023
A+
A-
Birleşmiş Milletler Koruma Sorumluluğu Prensibi ve Gazze Saldırıları

Gazze saldırılarındaki kayıtsızlık ve İsrail’in sivil-asker ayrımı yapmaksızın gerçekleştirdiği saldırılar, uluslararası toplumda koruma sorumluluğu prensibini yeniden tartışmaya açmıştır. Bu bağlamda R2P prensibi hakkında teorik çerçeve, ana hatlar, geçmiş kullanım örnekleri ve günümüzdeki yansımaları ele alınacaktır.

Koruma Sorumluluğu

Koruma sorumluluğu (R2P), Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2005 yılında kabul edilen bir prensiptir. R2P, uluslararası toplumun, kitlesel şiddet eylemlerinden, soykırımdan, savaş suçlarından, etnik temizlikten ve insanlığa karşı işlenen suçlardan koruma yönündeki ahlaki ve hukuki sorumluluğuna dayanmaktadır. R2P prensibine göre, öncelikle bir devlet, kendi nüfusunu korumak için koruma sorumluluğunu üstlenmelidir. Ancak bir devlet, bu koruma görevini yerine getirecek yeterli kapasiteye sahip değilse, uluslararası toplumun müdahale sorumluluğu devreye girer. Bu aşamada, devletin onayıyla barışı koruma operasyonları gerçekleştirilebilir. Bu senaryolarda temel amaç, sivillerin korunması yoluyla barışın sağlanmasıdır. R2P’nin üç temel bileşeni vardır. İlk olarak, kitlesel katliamların önlenmesi veya iç savaş riskinin azaltılmasıyla ilgilenen önleme sorumluluğu vardır. İkincisi, kitlesel katliamların yaklaşması veya gerçekleşmesi durumunda zamanında ve kararlı bir şekilde harekete geçme sorumluluğudur. Bu durumda, diplomatik, insani ve bazı durumlarda askeri müdahale gerekebilir. R2P’nin üçüncü ve son bileşeni, yeniden inşa sorumluluğudur. Bu bileşen, savaş ve çatışma sonrasında toplumların yeniden yapılandırılmasını ve etkilenen nüfusun yönetim yapılarının yeniden oluşturulmasını içerir.

R2P prensibinin oluşumunda 1990’lı yıllarda Ruanda ve Yugoslavya’da meydana gelen kitlesel şiddet eylemlerine yetersiz yanıt verilmesi etkili olmuştur. Afrika ve Ortadoğu’daki çeşitli krizlerde R2P’ye başvurulmuş ve soykırımların önlenmesi, silahlı çatışmaların durdurulması gibi kararlar alınmıştır. Ancak R2P, Libya’da eleştirilere maruz kalmış ve insani müdahalenin istikrarı bozduğu ve rejim değişikliğine yol açtığı eleştirilerine maruz kalmıştır. Suriye ve Libya örnekleri, bu eleştirileri desteklemektedir.

Bu örnekler, uluslararası toplumu müdahale etmemeye yönlendiren olumsuz sonuçlarla birlikte gelecekte olumsuz siyasi ve askeri sonuçlarından dolayı müdahale etme konusundaki çekinceleri artırmıştır. Son 12 yılda egemenlik ve insan hakları arasında denge sağlanmaya çalışılırken, R2P prensibi birçok krizde göz ardı edilmiştir ve bu durum insani krizlere yol açmıştır. Suriye’deki iç savaşta 400 binden fazla sivil hayatını kaybetmiş ve milyonlarca insan yerinden edilmiştir. Yemen iç savaşı da benzer bir tabloya sahiptir.

Gazze Saldırıları ve Koruma Sorumluluğu Tartışmaları

7 Ekim tarihinden itibaren Gazze’de gerçekleşen saldırılar ve İsrail’in Gazze’ye yönelik uygulanan ablukanın R2P prensibi çerçevesinde barış operasyonlarını gerçekleştirmek için gerekli koşulları sunmaktadır. İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki 1,1 milyon kişiyi güneye tahliye etme girişimleri, ciddi korku ve paniğe neden olmuş ve bu insanları sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakmıştır. İsrail ordusunun meşru hedef haline getirdiği sivillerin evlerinde kalmaya devam etmeleri kolaydır. Bu tahliye çabalarının altında, Hamas ile mücadeleden ziyade İsrail’in yeni bir yerleşim yeri yaratma hedefi olduğu söylenebilir. Bu nedenle saldırılar, etnik temizlik ve kitlesel soykırım boyutuna vurgu yapmakta ve R2P prensibi uluslararası topluma hatırlatılmaktadır. En azından etkilenen bölgelere yardım ve sağlık malzemelerinin ulaştırılması ve sivillerin güvenli geçişinin sağlanması adına bir insani yardım koridorunun oluşturulması gerekmektedir. Uluslararası Kızılhaç Komitesi, insani koridorları, belirli bir coğrafi bölgede belirli bir süre için sınırlı güvenli geçiş izni veren anlaşmalar olarak tanımlar. Hamas’tan bağımsız olarak, Filistin halkının bu saldırılara savunmasız olması, koruma sorumluluğu ilkesiyle uyumludur ve potansiyel barış operasyonlarına zemin hazırlamaktadır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.